Câiz Değildir İle Harâm Arasında Bir Fark Var mıdır?
Bir hüküm vardır bir de o hükmün delili vardır. Delilin mukavemetine göre hüküm mukavemet kazanır. Müsbet (yapılması tarafı) ise farziyet, vacibiyet veya sünnetlik , yapılmamasına yönelik ise haram, tenzihi mekruh veya tahrimi mekruh gibi ifadeler vardır.
1- O delilin vürudu ( bize gelişi)
2- Bir de o delilin o hükme delaleti.
Eğer vürudu kesin delaleti de kesin ise bu durumda vereceğimiz hüküm eğer yapılmasına yönelikse farz , yapılmamasına göre yönelikse haramdır.
İstilah olarak baktığımız zaman haram ifadesini kullanıyorsak bunun delilinin hem vürudu , hem de delaletinin kat’i olması gerekir. İnkarı küfrü gerektiren haram. Ama bazı ictihadi haramlar (abdestte başın dörtte birini mesh etmenin farziyeti vs.) haramlıkta da ictihadi olan haramlar vardır. delaletinde veya vürudunda zan olduğu için burada haram ifadesi kullanılsa da ehl-i ilim onu bilir. Oradaki haramdan kastedilen ictihadi haramdır, inkarı küfrü gerektiren bir haram değildir.
Kılmayan kimse için vitir namazı da yatsı namazı da kaza edilmelidir. Yatsıyı kılmayan kişi de muahaze edilecek vitir namazını kılmayan kişi de muahaze edilecektir. Sadece inkar noktasında birinde kesinlik vardır, birinde kesinlik yoktur. Günümüzde bir hoca efendiye fetva sorulduğu zaman eğer o henüz gerçekleşmemişse burada sıhhat yönüne değil cevaz yönüne bakılması gerekiyor. Yani caizdir veya değildir. Olmuş bitmişse onun üzerinde bir takım hükümler terettüb ediyorsa artık cevaz bu noktada geçilmiştir burada “sıhhat var mıdır yok mudur ?” ona göre haraket etmek gerekir ki bu da önemli işlerden bir tanesidir.