Kalben Başka Bir Şeye Niyet Ederek Yemîn Etsek Keffâret Gerekir mi?
Kişi geçmişteki bir olaya dair yemin edecek olursa (gerek müsbet gerekse menfi anlamda) bu yemin münakit olan bir yemin değildir. Eğer doğru şekilde yemin etmişse problem yoktur şayet yalan yere yemin etmişse yani vakanın hilafına dair yemin etmişse bakılır. Eğer bu kişi bunu kasıtlı yaparsa, bilerek yalan yere yemin ederse bu yemine “Yemin-i Gamus” denir ki bu insanı cehenneme ve günaha daldırdığı için bu ismi aldığı kaynaklarımızda ifade edilmiştir. Böyle bir yeminin kefareti yoktur, tövbe istiğfar etmeli ve affedilmesi için Mevla Te’ala Hazretleri’ne yalvarmalıdır. Bununla alakalı yemin kefaretinden bahsedilmez.
Eğer bu yalan yapılan yemin bilinçsiz bir şekilde yapılmışsa örneğin bu işin öyle olduğunu biliyordu, ona göre yemin etti oysa ki vaka tam hilafıdır. Bu konuda kişinin kastı olmadığı (yalanı kast etmediği) için buna “Yemin-i Lağv” denir ki kitaplarımızda “bu kişi için herhangi bir mesuliyetin olmaması umut edilir” şeklinde ifadeler vardır. Dolayısıyla kardeşimizin “kefaret gerekir mi” ifadesinde her türlü yeminde kefaret varmış gibi bir izlenim var, bunu bertaraf etmek gerekir.
Yemin münakit olursa yapılmaması durumunda kefaret gerekir, yemin-i münakit olması ise ileriye yönelik bir işlemi yapmaya veya yapmamaya dairdir. Geçmişle alakalı (kasıtsız olarak) yanlış yere yemin etmek olursa bu “Yemin-i Lağv” olur veya “Yemin-i Gamus” olur ki bu da (kasıtlı olarak) yalan yere yemin etmektir. Bu her iki yeminde de insanın yemin keffareti olarak bir şey vermesine gerek yoktur. Yemin-i Gamus’da kişi günahkardır, büyük günah işlemiştir hatta o derece günah işlemiştir ki keffareti dahi yoktur, tövbe – istiğfar etmelidir. “Yemin-i Lağv” değilse kasıt olmamasından dolayı herhangi bir günah olmayacaktır.
Geçmişe dair yeminlerde kefaret yoktur ama vebal noktasından baktığımız zaman bu elbet olacaktır. Eğer yemin ettirilecek kimse zulme maruz kalmış bir kimse ise niyetiyle o yemini şekillendirebilir. Zahirde yalan yere yemin etmiş olmayacaktır. Buradaki yemin ettirilme karşı tarafa zulmetmeye yönelik değilse bu durumda yemin ettirenin kastına göre kişi yemin etmelidir. Netice olarak eğer yemin edecek kimse zulme maruz kalacaksa yemin edenin niyetine göre yemin şekillenir ama zulme maruz kalmayacaksa yemin ettirenin niyetine göre yemin şekillenecektir. Bu doğrultuda hareket etmelidir.