Öncelikle niyet kalbin kastıdır. Dil ile telaffuz değildir. Bir insan gece yatarken oruç tutmak kastıyla yatıyor ise veya Ramazan-ı Şerif’te iftarını yaparken yarın oruç tutma kastı da varsa ki (“iftar duasının sonunda yarınki oruca niyet ediyorum” ifadesi vardır) bu insanın niyeti var demektir.
Ramazan-ı Şerif orucu bir de nezr-i muayyen (vakti belirlenmiş) oruçlarda geceden niyet şart değildir. Kişi kaba kuşluk vaktine (öğle vaktinin öncesine) kadar niyet etme yetkisine sahiptir. Nafile oruçlar için de aynı şey geçerlidir ancak kaza veyahut nezr-i mutlak (adak ama tayin edilmiş bir gün için adanmış bir adak değil) böyle bir oruçta ise geceden niyet şarttır.
Bir insan oruçlu iken, oruçlu olduğunu unutarak bir şey yiyip içecek olsa istihsan gereği orucu bozulmaz. Bu konuda Hazreti Peygamber Aleyhissalat-u Vesselam’ın Hadis-i Şerifi vardır. “Seni Allah yedirmiş ve içirmiştir, orucuna devam et” buyuruyor.
Bir insan oruçlu olduğunu unutmaksızın hata neticesiyle bir şey yiyip içecek olsa orucu bozulur. Örneğin abdestte ağza su verirken, ağız temizliği yaparken boğazına su kaçtıysa oruç bozulacaktır ama kefaret gerekmez. Bu kişi Ramazan-ı Şerif ayında olmamız hasebiyle güne hürmeten iftara kadar bir şey yiyip içmeyecektir. Bayramdan sonra gününe gün olarak kaza etmesi gerekir.
Hanefi mezhebinde sahih kabul edilen görüşe göre “Kişi velev ki niyet etmiş olmasa da unuttuğu halde bir şey yiyip içecek olsa nasıl ki oruca niyet ettikten sonra unutarak bir şey yiyip içmesi orucunu bozmuyorsa niyet öncesinde de unutarak bir şey yiyip içmesi bu kişinin niyetten sonra ki orucuna engel olmayacaktır.”
Kardeşimiz sabah kalktı gayri ihtiyari olarak orucunu bozacak bir şeyde bulundu (su içti veya bir şey yedi) sonra da “unuttum” dedi. Şayet vakit niyet etmeye elverişli bir vakit ise bu kimse niyetini eder orucuna devam eder. Daha sonradan kaza etmesine de gerek kalmayacaktır.